بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

رَبِّ نَجِّنِى وَأَهْلِى مِمَّا يَعْمَلُونَ ١٦٩

Rabbım, beni ve ailemi bunların yaptıklarından kurtar.

– İbni Kesir

فَنَجَّيْنَٰهُ وَأَهْلَهُۥٓ أَجْمَعِينَ ١٧٠

Bunun üzerine onu ve ailesini topluca kurtardık.

– İbni Kesir

إِلَّا عَجُوزًا فِى ٱلْغَٰبِرِينَ ١٧١

Sadece yaşlı bir kadın geride kalanlardan oldu.

– İbni Kesir

ثُمَّ دَمَّرْنَا ٱلْءَاخَرِينَ ١٧٢

Sonra diğerlerini yerle bir ettik.

– İbni Kesir

وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِم مَّطَرًاۖ فَسَآءَ مَطَرُ ٱلْمُنذَرِينَ ١٧٣

Üzerlerine de bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.

– İbni Kesir

إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ ١٧٤

Muhakkak ki bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.

– İbni Kesir

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٧٥

Muhakkak ki Rabbın, elbette O; Aziz'dir, Rahim'dir.

– İbni Kesir

كَذَّبَ أَصْحَٰبُ لْـَٔيْكَةِ ٱلْمُرْسَلِينَ ١٧٦

Eyke halkı da peygamberleri yalanladı.

– İbni Kesir

إِذْ قَالَ لَهُمْ شُعَيْبٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٧٧

Hani onlara Şuayb demişti ki: Siz, sakınmaz mısınız?

– İbni Kesir

إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ ١٧٨

Muhakkak ki ben, size emin bir peygamberim.

– İbni Kesir

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٧٩

Artık Allah'tan korkun da bana itaat edin.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu